Hasret Kaldık Yaşamaya...
Fotoğraf Kaynak: Tuğba Nur Dinç |
Küçük bir dokunuşla başlar her şey... Unuttuğum tüm kelimeleri hatırladım. Üstelik harf harf susadığım cümleleri dizdim raflarıma. Meğerse dert insana devaymış. Göremedik... Dün bir kitap cümlesinde rastladım hayatıma. Meğerse yaşamak gürültülü bir şehrin seslerinin sıkıştırdığı kafanın içinde binbir telaşla gelmeyecek bir otobüsü beklemek değilmiş. Binbir koşuşturmaca içinde kendimizi kaybetmişiz. Kendimizden gurbette kalmışız. Ne çok özlemişiz ruhumuzla sarmaş dolaş uyumayı... Ne çok burnumuzda tütmüş de farketmemişiz benliğimizin bize getirdiği huzuru. Evet, huzur benliğimizde, içimizde. Oysa hep başka yerlerde aradık. Koştuk, çabaladık mutlu olalım diye. Hep bir şeyler eksikti ama. Kalbimizi kapladık eşyalarla. Somut şeyler içinde kaybolduk. Eşya denilen bütün somut varlıklara değer verdiğimiz kadar ruhumuza değer vermedik. Yorduk da yorduk. Her şey bizim olsun, hayatımızda her şey yolunda olsun, en güzeli olsun diye mahvettik kendimizi. Oysa iki çift laf edip, gülüp geçip, bir iki güzel anı bir de birkaç biriktirilen iyilikle göçüp gidecektik. Çayımız kalacaktı bardağımızda... Ekecektik bahçeler dolusu güller, umutlar... Gelecek telaşında değil, o günü güzelleştirme çabasında olacaktık. Yaşamaya çalışmayacaktık, yaşayacaktık... Hasret kaldık bak gönlümüzdeki baharlara... Bir kuşun kanadında, bir köpeğin kendini sevdirmek için eğdiği başında, sağlıkla yürüdüğümüz tüm adımlarda, bir tebessümde, selamda, bir dostun varlığında, sobanın kenarında ellerini ısıttığın sıcaklıkta, sevdada... Ama öyle sürekli değişen değil, ebedi sevdada aramalıydık. Basite indirgemeliydik hayatı. Yaşamak bu denli yorucu olmamalıydı...
Not: Belki bir gün her şey değişir, yaşamayı öğreniriz diye...
Yazan: Tuğba Nur
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız..
Hiç yorum yok
Yorum Gönder