Düşünce Satırlara Düş'ünce

Tıpkı kaynaktan akarken avucuma alıp yudumladığım suyun bilmem kaç milyon yıl önce oluşup da o kadar zamandır beni beklemesi,
hiç görmediğim falanca okyanustan buharlaşıp dağlar denizler aşarak, bazen toprağa karışıp bazen gri bulutlarda konaklayıp da yolculuk ederken hiç habersiz başımı göğe kaldırdığımda kendini aşağı bırakıp pıt diye yanağıma düşmesi ve beni gülümsetmesi
ya da yürüyüp dokunduğum ahşap iskeleyi oluşturan tahtaların nerede, kaç yıl önce toprağı yararak filizlenip de boy vermiş ağaç oldukları, hangi atölyelerde şekillenip de taa buralara gelip çivilenmesi ve ben bunu fotoğrafladığımda tüm bunları düşünmeye sevk etmesi... Böyle düşününce örnekler mayalanıp çoğalıyor. Hatta sadece iç seste sınırlı kalmayıp satırlara da taşınıyor. Çevreye bakarken bu şekilde düşünmek havasız bir ortamdan çıkıp da tertemiz oksijeni içine çekmek gibi bir his yaşatır kimilerine. Bunlardan biriyim ben. Bu da nasip meselesi değil mi? :)
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız..
Hiç yorum yok
Yorum Gönder