Kalp Değirmeninde Umut Öğütmek
Görsel Kaynak: www.decermobilya.com |
Rıhtıma doğru yaklaştı, nefes nefese kaldığı için biraz çömeldi. Birkaç adım sonra tam olması gereken yerdeydi ama geç kalmıştı. Hava soğuktu ellerini cebine soktu öylece hayatını seyretti. Uzakta belli belirsiz bir silüet yukarı aşağıya hareket ederek gidiyordu. Giden sadece gemi değildi, hayatta belki de bir defa karşılaşacağı kişiye gizlice ağıtlar yakıyordu. Sonra ellerini cebinden çıkardı yolda yürümeye başladı. Ne bacadan çıkıp genzini yakan duman kokusu ne de rüzgarın uğultusu umurunda değildi.
Boş bir bank buldu ve oturdu. Raskolnikov, tefeci kadına ne yapacağına hala karar verememişti; Tolstoy ‘un önünde beyaz bir kağıt bütün zamanların en gerçek ikilemine yazıyor adına ‘Savaş ve Barış’ koymayı uygun görüyor. Sonra Talat’ın Fitnat’ı görmek için kadın kılığına girdiği sahneyi anımsadı, gözlerini kapadı kendi korkaklığı aklına gelmişti. Sonbaharın senfonisi ruhuna ne kadar da tanıdık gelmişti. Gözleri hala kapalı, sessizliği bozan adım sesleriyle bir anda gözlerini açtı; bir süre konuşmadan aynı gökyüzünü seyrettiler.
En yakın arkadaşının bunu neden yaptığını anlamamıştı, onunla bir daha konuşmamaya karar vermişti. Hızlı hızlı yürümeye devam etti. Yol üzerindeki park dikkatini çekti. Bir an duraksadı küçükken defalarca buraya gelmişti, ne kadar mutlu ve masum olduklarını düşünmüştü. Derince bir nefes aldı, çok çabuk karar verdiğini düşündü. Hem haksız bile olsa birlikte gülecekleri filimler varken, konuşmadan aynı şeyi anlayacakları anlar varken bunlardan mahrum kalmak ona saçma geldi. Bakkala girip küçükken çiğnedikleri ekşimsi tadı olan sakızlardan aldı. Sakızları kapıya bırakıp, zile basıp kaçtı. Kapıyı açan arkadaşı sakızları görünce gülümseyip telefonu eline aldı. Akşam parkta buluşmak için sözleştiler, parkta küçüklüklerindeki gibi ellerini tutuşturarak sallandılar. Gülme sesleri parkın dışındakilerin dikkatini çekecek kadar yüksekti.
Birkaç güzel şeye ihtiyacı vardı. Bütün olumsuzluklara rağmen, bütün olmazlara rağmen… Dar kalıplara veda edip yeniden karar vermesi gerekiyordu. Bunu bize gösteren kainatın muazzam düzeni değil midir? Sanatkar, güneş ile her gün gökyüzüne yeni bir şans verir. Yapmamız gereken aynı gök kubbede birbirimize en güzel masallarımızı okuyup, en güzel sonlar için temennide bulunmamız galiba. Gördüğümüz her yüze, dokunduğumuz her ele hiçbir şeyin son olmadığını söyleyip, nefes almaları için yardımcı olmak ; böylece insanlardan oluşturduğumuz tabloya bakarak iftihar edebiliriz.
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız..
Hiç yorum yok
Yorum Gönder