Gizli Kalmış Dualar
Şimdi bir bebek düşünün ki hayata 1-0 yenik başlamış. O dünyaya gözünü açarken umutla, annesi bu dünyaya veda etmiş bir damla göz yaşıyla. Daha yüzleri anımsayamayacak kadar küçükken babasına da veda etmiş bu küçük kız. Yaşlı babaannesi onun için tutunmuş hayata. O da bu dünyaya veda ettikten sonra bir başına bu hayatın hakkından gelebilsin diye de ne biliyorsa öğretmiş. Bağ bahçe, ekmek yapımı, buğday öğütülmesi, yemek yapımı... her şeyi..
Şimdi bir bebek daha düşünün annesi, babası, babaannesi, dedesi, ananesi olan. Bembeyaz kundaklara sarılan. Oyundan alınıp dükkan bekletilen ve büyüdüğünde de o dükkana mecbur kılınan. Hayatında olup bitenleri hep babası karar veren bir erkek düşünün. Babasına sarılamamış, öpememiş; bunları yapmak istediğinde bir tokat yemiş küçük bir erkek.
O küçük kız şimdi bir anne. Ve ona kimin kimsen yok mu hakikaten diye sorulduğunda verdiği cevap hala içimi acıtır. "Kocam var, oğlum var, evimiz var, ayağımızı yerden kesen bir arabamız var, çiçeklerim var, tavuklarım var, köpeğim var.. RABBİM var."
O küçük oğlan şimdi bir baba. Çocuklarını sürekli öpen, kucaklayan, onlarla oyun oynayan bir baba. Babasına hala sarılamayan bir evlat.
Farklı hayatlar, yakın duygular. Biri hiç görmemiş ailesini, diğeri varken sevememiş. Hangisi daha acı bilmiyorum. Bildiğim tek şey her ikisi de TUTSAK edilmiş HASRETE.
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.
Hiç yorum yok
Yorum Gönder