Balığımın Hikayesini Yeniden Anlat
www.fotokritik.com |
Her anne, çocuğunun aldığı ilk nefesi kalbinin üstünde taşır ve her çocuk annesinin verdiği son nefesi sonsuzluğa emanet eder.
İkindi vakti uzayan gölgem gökyüzünün bulutlarla kaplanmasıyla birlikte yok olmuştu. Kaldırımlar yağmurun ilk damlalarıyla birlikte kesik kesik çizgilerle dolmuştu. Hızlanan yağmurdan kaçmak için bir apartmanın altına sığınmıştım. Sağ tarafımda iyi bir görüntüsü olmayan, tek katlı bir evin önünde benim gibi yağmurdan kaçan bir çocuğu gördüm. Aslında yağmurdan kaçmıyordu kaldırımın aşağısındaki su birikintisine yaklaşıp bozuk bir Türkçe ile ‘Dima gelecek sonunda buraya gelecek’ diye iki üç defa tekrarladı.
_ Adil içeriye gel hasta olacaksın.
Bu sesin sahibi çocuğun babası olmalı diye içimden geçirirken oldukça zayıf görünüşe sahip bir adam yanımıza geldi beni görünce gülümsedi. Başımı hafifçe eğerek karşılık verdim. Bir süre etrafta sadece inceden yağan yağmurun sesi duyuldu. Küçük benden rahatsız olmalı ki babasına Arapça bir şeyler söyleyip içeriye gitti. Hala burada ne beklediğimi ben de anlamadım? Sessizliği çocuğa göre daha iyi bir Türkçeye sahip olan babası bozdu.
Adil 5 yaşında geçen sene Suriye’den geldik. Annesi Adil’e küçük bir balık aldı evde beslemesi için balıklara merakı vardı. Annesi gözünün önünde son nefesini verdi. Adil balığı gözünde bir an ayırmıyordu. İstanbul’ a gelmeye karar verdiğimizde bana balığını sordu. Bende yola dayanamayıp ölebileceğini söyledim. Çocuk aklı işte evin arkasında küçük bir su birikintisi var. Balığını oraya götürüp İstanbul’a gideceğini ve onu orada bulmasını söyleyip atmış. ‘Dima’ annesinin adı balığına annesi öldükten sonra bu ismi verdi. Adil nerede su görse balığını arar. Yağmur yağınca sevinir balığının buraya gelebileceğini düşünüyor.
Babasına Adil ‘i çağırması için rica ettim. Adamın arkasından istemsizce içeriye baktım Suriye işlemeli küçük bir halı dikkatimi çekti halı yere serili değil duvara asılıydı. Adil ve babası geldiklerinde mahcup olup tebessüm ettim. İçeride ağladığı gözlerinden belliydi. Doğunun ve batının en uzak, en soğuk, en hissiz çizgisinin alnında belirdiği çocuk… Solgun yüzünde büyük kahverengi gözleri muazzam güzellikte olmasına rağmen bakışlarındaki mana değdiği her şeyi tuz ile buz edebilecek kuvvetteydi. Ona balığını tarif etmesini istedim bildiğim çok büyük bir su birikintisi olduğunu söyledim. Eğer babanda izin verirse yarın birlikte gidip arayalım. Babası yüzüme baktı ve ne demek istediğimi anlayıp başını salladı.
Güneş bugün mütevazi bir görünüşe sahip. Bu sonbaharın güneş üzerindeki gölgesi olsa gerek. Adil bugün balığına belki de annesine tekrar kavuşacaktı. Kapının önünde beni bekliyorlardı. Onları alıp sahile götürdüm.
_ Buraya ne kadar yağmur yağmış!
Küçük bir çocuğun deniz karşısındaki tepkisi ne kadar da samimiydi. Adil şaşkınlıkla etrafına bakınırken dün beslemelik balık satan bir yerden, anlattığı tariflere uyan bir balık alıp kayalıkların üstünde büfedeki adama vermiştim. Adil’e sen buraya bak ben diğer tarafa bakayım diyerek yanlarından ayrıldım Bir süre sonra elimdeki kavanozla gelip Adil’e balığını bulduğunu söyledim. Kavanozu eline aldı mutluluktan ne yapacağını şaşırdı defalarca öptü.
_Beni bulacağını biliyordum baba bak kavuştuk sonunda. Ben seni hep bekledim hep aradım.
Babasıyla göz göze geldiğimizde yüzünde mutluluk ve acının karışımı bir ifade vardı. Sesi titriyordu oğlunun bir seneden beri ilk defa böyle candan gülümsediğini söyledi. Belki de Adil balığının o olmadığını anlamıştır ya da hissetmiştir. Ama her insan gibi küçük bir çocuğunda hayata tutunmak için tekrar başlamak için bir nedene ihtiyacı yok mudur?
Dönüşte Adil’in bir elinden babası tutuyordu diğer elindeki balığı babasına verdi. Bu hareket ile elimi tutmak istediğini anlayıp elimi uzattım. Yanlarından uzaklaştığımda Adil babasından kavanozu tekrar aldı. Kim bilir belki de annesinin elinden tuttuğunu hayal ediyordur. Hayat nedir ki zaten biraz ümit ve herkese yakışacak kadar hüznü yaşamaktır. Bence ‘insan’ kelimesi ‘insanlık’ kelimesinden türemiş olmalı insanlığın olmadığı bir yerde insandan bahsetmek boş bir avuntudur...
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız..
Hiç yorum yok
Yorum Gönder