Sponasor Reklam

Son Dakika Haberleri

Soğuk Çay Kitap Sevdirir

Soğuk Çay Kitap Sevdirir
Fotoğraf Kaynak: www.caycek.com
   Karşıda duran direk ikindi vakti gölgemi iki eşit parçaya bölmüştü.  Elimdeki yaprak çoktan kurumuş aylardan eylül hep onun suçu değil mi zaten? Daldan yaprağı, mevsimlerden baharı alan o değil mi? Çayım yeni geldi ya da ben yeni fark ettim. Masanın kenarında duran pek bir eski kaplı kitabı elime aldım. Buraya ilk kez gelmiştim. Bir arkadaşım anlatmıştı. Burada her masanın üstünde bir kitap bulunur ve oturan kişinin kısmetine hangi kitap gelirse gidene kadar okuyabildiği kadarını okurmuş. Amaçları insanlara kitap okutmakmış. Bir an bütün kitapların tek bir kişiye ait olduğu ve buranın sahibinin de o kişi olduğunu düşündüm.

-Okumaya başladınız mı?

   Karşımda dikilen kişinin bana bu soruyu sorduğuna göre bir çalışan filan olduğunu düşündüm. Ona biraz önce aklımdan geçirdiğim şeyi söyleyemezdim . İzin isteyip yan masadaki tabureyi aldı. Oturduktan sonra kitabı eline aldı. Kaç sayfa okuduğumu sordu. Hiç cevabını verince kaşlarını kaldırdı. Belli ki bu cevaptan hoşlanmamıştı. Ona çayımı bitirip hemen kalkacağımı bu yüzden de hiç başlamadığımı söyledim. Tek kaşını kaldırdı beni küçümsediğini hissettim.

- Buradaki masaları fark ettiniz mi hepsi tek kişilik bir masaya iki kişinin oturması yasak. İnsanlar çayları bekleyene kadar kitaplarını ellerine alırlar. Yavaş yavaş okumaya başlarlar. Çaylarından bir yudum alırlar tekrar okumaya başlarlar. Biraz zaman geçer çay soğumaya başlar. Ama bu durum onları rahatsız etmez. Artık kitabın tadını almışlardır. Gelenlerin çoğu ikinci bardağı istemez. İsteyen olursa da verilmez. Çay insanlar arasındaki muhabbeti arttırdığı gibi kitaplar arasındaki muhabbeti de arttırır. Tek fark insanlarla olan muhabbette sıcak çay kitaplarla olan muhabbette soğuk çay makbuldür. Sıcak çay insan sevdirir. Soğuk çay kitap sevdirir.

Kitabı karıştırmaya başladı. İçinden bir kağıt çıkardı. Her kitabın içinde bu kağıttan varmış farklı sayfalara koyarlarmış. Kağıdın olduğu yere kadar gelenler nasiplerine düşeni okurlarmış. Ben o sayfaya kadar gelmemiştim. Yine de kağıtta yazanları çok merak etmiştim. Kağıdı önüme koydu izin isteyip kalktı. Elime kağıdı aldım. Heyecanla okumaya başladım

     Yaprak dalını incitmeden veda ediyormuş. Dal sormuş.

     - Eylül mü?

    - Yaprak boynunu bükmüş. Eylül…

     Veda zamanı desene sen gidince her şey kuruyup yok olacak. Yokluğunda nice yağmurlar, karlar göreceğim. Sonra mevsim değişecek. Ben seni bekleyeceğim.  Her şey eskisi gibi olacak. Üzerimizde renk renk kelebekler uçacak. Kuşlar konacak. Yeter ki beklemesini bil…

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız..

Hiç yorum yok