Beşinci Mevsimde İnsan Olmak
Fotoğraf Kaynak: rehber.uzmantv.com |
Başka bir gün, başka bir seferde yan koltuğumdaki yolcu müziğin sesini o kadar çok açmıştı ki sesin beni rahatsız ettiğini söyledim sadece yüzüme baktı. Kısma tuşuna dokundu ama sesini kısmadı. Tekrar uyarmak için baktım ve kulağının arkasındaki işite cihazını fark ettim. Bir durak sonra indi. Yanıma oturan arkadaşı kendi dışında kimsenin onunla konuşmadığını çok az duyduğu için iletişim problemi yaşandığını söyledi. İnsanlardan kendini bu şekilde soyutlamış. Yağmur mütevaziliğini başka bir güne bırakmıştı. Yere düşen taneler sanki birer nota gibiydi. Kulaklıklı çocuk için ise yağmur sadece bir madde.
Peki ya sessizce hayatlarından geçip gittiğimiz insanlar, fark edemediklerimiz, önemsemediklerimiz sanırım bu bir yirmi birinci yüzyıl hastalığı, kaç kişiyi sözlerimizle nefessiz bıraktık ya da delip geçen bakışlarımızla kaçının kalplerini dağladık. Belki de bazılarını hiç görmedik bile. Peki kim âmâ? Kim sağır? Sokakta binlerce insan binlerce insanın yaşadığı milyonlarca yalnızlık. Kötü bir ressam gibi hissetmediğimiz renklere dokunup kendi resmimizi yapıyoruz. Baktığımız her yerde kendimizi görüyoruz. Ayna elimizde tek bir parçayken sadece kendimizi gösterir yerde bin parçaya bölünmüş halde ise binlerce hayatı.
Yaşadığımız her an güzel bir şiirin ilk mısraları gibidir. Ya da en sevdiğimiz romanın ezberlemeye kıymet gördüğümüz cümleleri gibi. İnsanlar da harfler gibidir. Sözcükler kurmak bizim elimizde. Hepsi ayrı ayrı kıymete değer, önemsenmesi gereken.
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız..
Hiç yorum yok
Yorum Gönder