Zaman
FotoÄŸraf Kaynak: kudretcayiroglu.com |
Zaman!
Hiç yorulmaz mısın sen?
Biraz durup dinlenmen mümkün değil mi?
Sevdiklerimleyken koşarcasına geleceğe sürüklüyorsun,
Yalnızken ağır aksak adımlarla ilerleyen bir ihtiyara dönüşüp aklımdaki gürültüyü dinlemeye mecbur kılıyorsun.
Bana bir iyilik yapamaz mısın Zaman?
Beni an’dan alıp uzaklara götüremez misin?
Yaz mevsiminin feri sönmüş sıcaklığından arta kalan kızıl ışıklı bir gün batımı vaktine gidebilsem mesela.
Ne güzel olurdu ama!
Yaşlı bir zeytin ağacının dibine oturmak istiyorum.
Aşık Veysel’in “sadık yar”ini ve onun kokusunu hissetmeliyim.
Sonra, ılık rüzgar annemin şefkatli eli gibi saçlarımda dolaşsın.
Gözlerime akşam mavisinden ve zeytin yeşilinden başka renk değmesin istiyorum.
Åžu geveze hayallerimi de susturabilir misin Zaman?
Sadece ağustos böceklerini dinlemek istiyorum çünkü.
Bir de uzaklardan dalga dalga gelen yaÅŸlı bir kadının söylediÄŸi o yanık sevda türküsünü…
Söylesene,
Åžu meÅŸhur “Zamanla geçer…” dedikleri sözün sihrini kullanarak geçirebilir misin tüm can kırıklarımı?
Unutturur musun aklıma geldikçe içimi sızlatan anılarımı?
Çok şey istiyorum değil mi Zaman?
Ve imkansız ÅŸeyler istiyorum…
Sen öyle ya da böyle geçip gidiyorsun da bazı şeyler geçmiyor, kalıyor işte.
Gençliğimi alıp götürüyorsun,
sevdiklerimden ayırıyorsun,
hafızamda biriktirdiÄŸim güzel yaÅŸanmışlıklarımı ben farkında olmadan usulca siliyorsun…
Hep iyi, güzel şeylerimi götürecek değilsin ya!
Bu defa da giderken lütfen al götür canımı sıkanları.
Ve susup da söyleyemediÄŸimden yüreÄŸime batıp içimi kanatanları…
Zaman!
Senin durup dinleneceÄŸin yok, biliyorum.
Sen ilerlemeye devam et,
Ben de sen beni bırakana dek peÅŸin sıra geliyorum…
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.
Hiç yorum yok
Yorum Gönder