Mona Rosa'ya Dair...
FotoÄŸraf Kaynak: www.muratsadikkarakus.wordpress.com |
Ä°ÅŸte böyle beyaz bir günde pencere kenarında sıcacık kahvemi yudumlarken internette Mona Rosa’ya rastlıyorum. Åžu Sezai Karakoç’un adını duyuran, yazılış sürecine dair türlü rivayetleri bulunan efsaneleÅŸmiÅŸ Mona Rosa’sına… Åžiir hakkında az çok bilgiye sahip olsam da daha fazla ÅŸeyler öğrenme merakıyla Karakoç’un ve onun Mona Rosa’sının röportajlarını okuyup kitaplarımı karıştırdım. Ve öğrendiÄŸim ÅŸeyleri belki benim gibi bilmeyip merak edenler olur diye farklı kaynaklardan topladıklarımı tabiri yerindeyse ortaya karışık bir biçimde yazıya geçirmek istedim.
Edebiyata ilgisi olan herkesin adını mutlaka duyduÄŸu ve edebiyatçılar tarafından duyguların dizelere baÅŸarılı bir ÅŸekilde sindirildiÄŸi en güzel aÅŸk ÅŸiirlerinden biri olarak tanımlanır Mona Rosa. Sezai Karakoç ÅŸiirin yazılışı ile ilgili neredeyse hiç konuÅŸmayınca çeÅŸitli rivayetler efsaneler türemeye baÅŸlamış haliyle. Hele bunlardan biri var ki duyunca insanın yüreÄŸini burkacak cinsten… Söylenilenlere göre 1950 yılında Mülkiye’de okurken yazılmış Mona Rosa. O zamanlar genç bir delikanlı olan Sezai Karakoç, sınıf arkadaşı olan Muazzez Akkaya’ya aşık olmuÅŸtur. İçe kapalı ve kırılgan bir genç olan Sezai, baÅŸta duygularını itiraf etmekte zorlansa da bir gün cesaretini toplayıp Muazzez Hanım’a açılır fakat karşılık bulamayıp reddedilir. Muazzez Hanım’ın ailesi Adapazarı’nın Geyve ilçesinde yaÅŸamaktadır. Bunu bilen Sezai de onun evine yakın meyve bahçelerinin arasında bir ev tutar ve uzaktan da olsa sevdiÄŸi kızı daha fazla görebilme ümidiyle yaÅŸar. Ä°ÅŸte Mona Rosa bu sıralar doÄŸar. Åžair ÅŸiirini birkaç yakın arkadaşıyla paylaşır ve çok beÄŸenilir. Sonraki günlerde düzenlenen okul gecesinde arkadaÅŸlarının ısrarıyla ÅŸiirini sahnede üç kez üst üste okur. Sonunda dinleyiciler arasında bulunan Muazzez Akkaya onu kabul ettiÄŸini söyler. O an gururuna yenik düşen ÅŸair de “Bu kez ben seni kabul etmiyorum.” Der. Bu cevabı duyan genç kız da aÄŸlayarak oradan ayrılır ve intihar eder. YaÅŸanılanlara üzülüp piÅŸmanlık duyan Sezai Karakoç da hayatı boyunca evlenmez.
Ä°ÅŸte Mona Roza’nın acıklı öyküsü… Dilden dile dolaÅŸan bu öykü herkes tarafından genel kabul görmüştü. Ta ki 2006’da Ahmet Hakan’ın Muazzez Akkaya hakkında yazdıkları neticesinde Amerika’dan gelen bir e-postayı yazısına taşıyana dek. Muazzez Hanım Amerika’da kızının yanında yaşıyor. Annesinin bu aÅŸktan ve ÅŸiirden haberi olmadığını söylemiÅŸ kızı. Yani ne o ÅŸiiri dinlemiÅŸ de aÄŸlamış ne de intihar etmiÅŸ. Muazzez Hanım, baÅŸka gazetelere verdiÄŸi röportajlarda ise Sezai Karakoç’un ilgisinin farkında olduÄŸunu fakat okul bitince baÅŸka biriyle evlendiÄŸini ve Mona Rosa’nın kendisi olduÄŸunu hemen olmasa da sonraki zamanlarda öğrendiÄŸini, söylemiÅŸ veya öyle yazmışlar.
Sezai Karakoç ise 2012’de sessizliÄŸini bozarak bir gazeteye röportaj vermiÅŸ. VermiÅŸ vermesine de Muazzez Hanım’ın adını hiç anmamış, baÅŸkalarının anmasına da meydan bırakmamış. Åžiirin yapısından ve yayınlanma aÅŸamasında yaÅŸananlardan bahsetmiÅŸ. Åžiirdeki birkaç özellik onun dizelerini daha anlamlı kılıyor. ÖrneÄŸin, Sezai Karakoç ÅŸiirinin yayınlanmasını istemez fakat arkadaşının ısrarıyla Haziran 1952’de ÅŸiir Hisar dergisinde yayınlanır. 14 kıtadan oluÅŸan ÅŸiirin her kıtasının baÅŸ harflerine bakılınca “MUAZZEZ AKKAYA’M” akrostiÅŸi ortaya çıkıyor. Ve bu akrostiÅŸ 30 yıl boyunca kimse tarafından fark edilmiyor. Hisar dergisi kapanınca onu anmak için düzenlenen gecede Sezai Karakoç’un arkadaşı ÅŸiirdeki akrostiÅŸi açıklıyor. Aslında o da bulamamıştır gizli ismi, geceden iki hafta önce bunu arkadaşına ÅŸair açıklamıştır. Åžiirin yazılış öyküsü her yönüyle aydınlatılmasa da ÅŸiirde Geyve’nin neden adının geçtiÄŸini, “Artık inan bana muhacir kızı” derken Muazzez Hanım’ın Geyve’ye yerleÅŸmiÅŸ muhacir bir ailenin kızı olduÄŸunu ve ÅŸairin sevdiÄŸi kızın adını yıllarca kimsenin fark edemeyecek ÅŸekilde ÅŸiirine gizlediÄŸini kesin olarak biliyoruz.J
Åžiir hakkında farklı rivayetler, çeliÅŸkili bilgiler hala var ve ÅŸiirde muhatap alınan esas kızımız Mona Rosa gerçeÄŸi hepimizden iyi biliyor elbette. O, bu ÅŸiiri okuduÄŸunda neler hissetti bilmem ama bunların birçoÄŸunu yeni öğrenen ben dahil birçok kiÅŸinin Mona Rosa’yı okurken ya da dinlerken artık daha derin hissedeceÄŸi kesin.MONA ROSA
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak.
Kanadı kırık kuş merhamet ister.
Ah senin yüzünden kana batacak.
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
Ulur aya karşı kirli çakallar,
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa.
Mona Rosa bugün bende bir hal var.
Yağmur iri iri düşer toprağa,
Ulur aya karşı kirli çakallar.
Açma pencereni perdeleri çek,
Mona Rosa seni görmemeliyim.
Bir bakışın ölmem için yetecek.
Anla Mona Rosa ben bir deliyim.
Açma pencereni perdeleri çek.
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi,
Bende çıkar güneş aydınlığına.
Bir nişan yüzüğü bir kapı sesi.
Seni hatırlatır her zaman bana.
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi.
Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur.
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar,
Işıksız ruhumu sallar da durur.
Zambaklar en ıssız yerlerde açar.
Ellerin, ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi.
Ellerinden belli olur bir kadın,
Denizin dibinde geziyor gibi.
Ellerin, ellerin ve parmakların.
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona.
Saat onikidir söndü lambalar
Uyu da turnalar girsin rüyana,
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar.
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona.
Akşamları gelir incir kuşları,
Konarlar bahçemin incirlerine.
Kiminin rengi ak kiminin sarı.
Ah beni vursalar bir kuÅŸ yerine.
Akşamları gelir incir kuşları.
Ki ben Mona Rosa bulurum seni
İncir kuşlarının bakışlarında.
Hayatla doldurur bu boÅŸ yelkeni.
O masum bakışların su kenarında.
Ki ben Mona Rosa bulurum seni.
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.
Henüz dinlemedin benden türküler.
Benim aşkım uymaz öyle her saza.
En güzel şarkıyı bir kurşun söyler.
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.
Artık inan bana muhacir kızı,
Dinle ve kabul et itirafımı.
Bir soğuk, bir mavi, bir garip sızı
Alev alev sardı her tarafımı.
Artık inan bana muhacir kızı.
Yağmurdan sonra büyürmüş başak,
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış.
Bir gün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış.
Yağmurdan sonra büyürmüş başak.
Altın bilezikler o kokulu ten
Cevap versin bu kuş tüyüne.
Bir tüy ki can verir gülümsesen,
Bir tüy ki kapalı geceye güne.
Altın bilezikler o kokulu ten.
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak.
Kanadı kırık kuş merhamet ister,
Ah senin yüzünden kana batacak.
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
Sezai KARAKOÇ
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.
Hiç yorum yok
Yorum Gönder